• ASGARİ ÜCRET+PRİM USULİ ÇALIŞMA


    YARGITAY
    22. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
    2012/15968
    2014/6054
    22.03.2014
    İlgili Kanun / Madde
    4857 S. İş.K. /41
       
    • ASGARİ ÜCRET+PRİM USULİ ÇALIŞMA
    • PRİM ÖDEMESİNİN BULUNDUĞU DURUMDA FAZLA ÇALIŞMANIN %50 ZAMLI KISMININ SABİT ÜCRET ÜZERİNDEN HESAPLANMASININ GEREKMESİ
    •  
     
    ÖZETİ Somut olayda, davalı şahitleri asgari ücret+prim usulü çalışıldığını açıklamışlardır. Bu husus açıklığa kavuşturularak, prim ödemesi sözkonusu ise fazla çalışmanın yüzde elli zamlı kısmının sabit ücret üzerinden ödenmediği kabul edilerek hesaplama yapılmalıdır.
    Ayrıca, işyerinde işin niteliği gereği yaz ve kış sezonlarında farklı saatlerde çalışıldığı iddia edildiği halde, bu husus açıklığa kavuşturulmadan karar verilmesi hatalıdır.
     
     
                 


    DAVA                                 : Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve resmi tatil,
    ücret alacağı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Yıldız tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


    Davacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde 1.300,00 TL ücretle çalışmakta iken iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret alacağı ve yıllık izin ücreti alacağının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda artırarak ıslah etmiştir.
    Davalı vekili, davacının devamsızlıkları sebebiyle iş sözleşmesinin işverence haklı olarak feshedildiğini, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, hafta sonlan çalışılmadığını, resmi bayramlarda çalışılması halinde sonradan izin verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece,iş sözleşmesinin birinci dönem çalışma süresi için işverence haklı sebeplerle feshedildiğinin ispatlanamadığı, ikinci dönem çalışma süresi için ise iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı olarak feshedildiği, fazla çalışma yaptığı, milli bayramlarda çalıştığı, yıllık izinleri kullanmadığı, ücretlerinin de ödenmediği, ücret alacağının hangi döneme ilişkin olduğu belirtilmediğinden reddedildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karan kanuni süresi içinde taraflar temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı yönünden taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıyla ödenir (İş K. m.41/2). işçiye fazla çalışma yaptığı saatler için normal çalışma ücreti ödenmişse, bu halde sadece kalan yüzde elli zamlı kısmı ödenir.
    Yüzde usulü ya da parça başı ücret ödemesinin öngörüldüğü çalışma biçiminde fazla çalışmalar, saat ücretinin % 150 zamlı miktarına göre değil, sadece % 50 zam nispetine göre hesaplanmalıdır.
    Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
    Somut olayda, davalı şahitleri asgari ücret+prim usulü çalışıldığını açıklamışlardır. Bu husus açıklığa kavuşturularak, prim ödemesi sözkonusu ise fazla çalışmanın yüzde elli zamlı kısmının sabit ücret üzerinden ödenmediği kabul edilerek hesaplama yapılmalıdır.
    Ayrıca, işyerinde işin niteliği gereği yaz ve kış sezonlarında farklı saatlerde çalışıldığı iddia edildiği halde, bu husus açıklığa kavuşturulmadan karar verilmesi hatalıdır.
    Öte yandan, davacının 106 gün yıllık izin hakkı olduğu, 2009 ve 2010 yıllarında beşer günlük yıllık izin kullanıldığı davacı tarafından beyan edildiğinden bu sürelerin dışlandığı, kalan 96 gün karşılığı yıllık izin alacağı olduğu, davalının sunduğu 2008, 2009, 2010 yıllarında yıllık izinlerin kullanıldığına dair el yazısıyla yazılmış belgelerde işçinin imzası bulunmadığından kabul edilmediği belirtilmiş ise de ilgili belgelerde davacının imzalarının bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, 2008, 2009, 2010 yıllarında yıllık izinlerin kullanıldığına dair sunulan belgelerdeki imzalar hakkında davacının beyanı alınarak, gerektiğinde imza incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.

     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ